Eskişehir’in önder çiftçileri arasında yer alan Özer Çolpan, traktör ve tarım ekipmanı seçimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Tarım işletmelerindeki maliyet yönetimi ve verimlilikle ilgili de değerlendirme yapan Çolpan, “Çiftçi hem üretmeli hem de matematik hesabını iyi bir şekilde yapabilmeli, verimlilik için maliyet hesabı şart” dedi.
Eskişehir’in Alpu İlçesi’nde yaklaşık 13 bin dönüm arazide tarımsal üretim gerçekleştiren Çolpan Tarım İşletmesi’nin üçüncü kuşak yöneticisi Özer Çolpan, Profi Traktör Türkiye’nin instagram canlı yayınına konuk oldu. APA Yayıncılık Genel Koordinatörü Emre Apa ve Profi Traktör Türkiye Editörü Mehmet Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı programa katılan Özer Çolpan, doğru traktör ve ekipman seçimi, maliyet yönetimi ve verimlilikle ilgili soruları yanıtladı.
Üretimde kullandığınız traktör ve makineler hakkında bilgi verebilir misiniz? 13 bin dönümlük arazide kaç kişilik ekip ile çalışıyorsunuz?
Alpu İlçesi’nde ailemize ait 13 bin dönümlük alanda bitkisel üretim yapıyoruz. Arpa, buğday, ayçiçeği, mısır, kavun, karpuz, bal kabağı ve nohut üretimi gerçekleştiriyoruz. Arazilerimiz, farklı köylerde yer alıyor. Bu da bizim için ayrı bir zorluk oluyor ama işlerimizin tamamını 5 kişilik bir ekibimizle sorunsuz gerçekleştiriyoruz. Başarılı bir şekilde iş yapmamızdaki en etkili faktör ise tabi ki mekanizasyon ve işe uygun traktör seçimi. Eğer işinize uygun traktör seçimi yapmazsanız, işler yetişmez ve geniş alanda çalışmayı başaramazsınız. Önemli olan doğru traktörü seçmek, doğru ekip ve doğru zamanlama ile işleri yürütebilmektir. İşletmemizde sürekli çalışan 5 kişilik ekibimiz; ekim, dikim, gübreleme ve ilaçlama olmak üzere tüm işleri yapıyor. İşletmemizde büyük ve küçük olmak üzere iki farklı boyutta traktör kullanıyoruz. Makine parkımızda 1 adet New Holland T8360 ve 2 adet John Deere 6155M serisi yer alıyor. Bu modeller bizim filomuzun bel kemiğini oluşturuyor. Yine parkımızda John Deere’ın 6115MC serisi traktörü bulunuyor. Bu sene John Deere’dan 2 adet 5093E serisi satın aldık. Bununla beraber parkımızda yine John Deere marka 1 adet 5083E ve 5303 serisi traktörler yer alıyor. Toparlayacak olursak parkımızda 50 – 360 beygir arasında toplamda 8 adet traktörümüz var. Traktörlerle tarlada çalışırken sorunsuz ve problemsiz bir şekilde çalışmak istiyoruz. Servis ve yedek parça hizmetini hızlı ve sorunsuz olarak almaya dikkat ediyoruz. Bu kapsamda çalıştığımız markalardan çok memnunuz.
Traktörleri küçük ve büyük olarak iki farklı kategoriye ayırdığınızı söylediniz. Bu noktada işe uygun traktör kullanımını nasıl ayarlıyorsunuz?
Her traktörü her işte kullanamıyoruz ve her traktör sürekli aynı ortamda çalışmıyor. Örneğin; 6000 serisi traktörlerimiz, nadas yapıyor ve toprağı hazırlıyor. Ardından küçük traktörler ekim işine başlıyor. 3 adet 5083 serisi traktörümüz vardı, o traktörlerimizi büyüttük. Niye mi büyüttük? Pancar üretimi yapıyorduk. Pancar üretimine arar verince küçük traktöre olan ihtiyacımız azaldı. Bu sene ekipmanda bir değişiklik yaparak, büyük bir gübre ve ilaçlama makinesi almak istiyoruz. Bu nedenle beygir gücünde artışa ihtiyacımız oldu. 4 ton gübre makinesi ve 4 bin litrelik bir ilaçlama makinesi alırsak, 83 beygirlik bir traktör zorlanır diye traktörümüzü 93 beygire yükselttik. Önce ekipmanınızı belirleyip, ardından traktörünüzü seçmeniz daha doğru. Ne iş yapacağınızı ve neyle yapacağınızı belirlemeniz ve buna uygun traktör seçimi yapmanız gerek. Her zaman en büyük traktörü veya en büyük ekipmanı almak çok mantıklı değil. Her şeyin en optimumunu seçmek gerek.
Doğru traktör seçimi sizce nasıl yapılmalı?
İnternette doğru traktör ve doğru takım seçimi hakkında birçok video, makale ve yazı bulunuyor. Hatta bu konuda üniversitelerimizin ziraat fakültelerinde tarım makine ve teknolojileri bölümleri var ancak çiftçimizin doğru traktör ve doğru takım seçimine giden yolda önünde çok büyük bir labirent bulunmakta. Öncelikli olarak bir işletmenin traktör ve/veya tarım makinelerinde değişiklik yapmak ya da tarım makinelerini arttırmak ve çeşitlendirmek ihtiyacını ortaya koyan sebebi iyi analiz etmek gerekir. Bu noktada yapılacak olan analiz sorunun çözümüne giden en kısa yolun bulunmasında üreticiye yardımcı olacaktır.
İhtiyacı doğuran sebep nedir?
Üreticinin bu soruya vereceği cevap çok önemli.
- Traktörüm sürekli arıza yapıyor ve bakım, onarım maliyetleri çok yükseldi.
- Yaptığım işi zamanında yetiştiremiyorum.
- İşimi düzgün şekilde yapamıyorum.
- Yaptığım işin sonucunda verim alamıyorum.
Bu ve bunun benzeri soruların cevabı sorunun kaynağının tespit edilmesinde en bu sorunun çözülmesinde bizlere yardımcı olacak bilgileri barındırmaktadır. Sorulara verdiğimiz cevaplar aynı zamanda çözüme giden yolda bize ışık tutacaktır. Ayrıca yukarıdaki sorunları ve cevaplarımızı yetkili bayii ile paylaştığımız zaman doğru traktör doğru makine seçimi konusunda bizlere daha iyi yardımcı olacaktır.
Bütçe
Sorunu tespit ettikten sonra öncelikli olarak çiftçimizin bu konuyla ilgili olarak sahip olduğu bütçeyi ve eğer yapılacak olan yatırım bir kredi kullanımı gerektiriyorsa bununla ilgili olarak uzun yıllar ödeme planı ve buna bağlı olarak da üretim planı hazırlanmalıdır.
Piyasa Araştırması
Sorun ve bütçe tespit edildikten sonraki en önemli aşama doğru traktör ve tarım makinesinin seçimi. Tabi burada yine göz önüne alınması gereken bir noktada alınacak olan traktör ve tarımsal makinenin kullanım süresince gerekli yedek parça ve servis desteğinin olup olmadığının araştırılması da diğer önemli bir faktör. Eğer bu üç adım doğru bir şekilde yapılırsa bütün problemler sorunsuz bir şekilde çözülecektir. Ancak her adımda yapılacak olan hata ve yanlışlar işletmeye zarar verecek. Karın azalmasına neden olacaktır. Buna küçük bir örnek vermek istersek en iyi traktör büyük, beygir gücü en yüksek, en pahalı olan traktör değildir. En iyi traktör yapmak istediğiniz işi en kısa sürede, en az maliyetle yapan ve kendini en kısa sürede amorte eden traktördür. Dolayısıyla 400-500 beygir bir traktör 250 hatta 500 dönüm büyüklüğünde bir tarlada işi en kısa sürede yapacak traktör olmayabilir. Çünkü tarlanın şekli, büyüklüğü, toprağın yapısı, traktörün arkasındaki tarımsal makinelerin kapasitesi göz önüne alındığında çok büyük bir traktörün beklenilen performansı vermediği görülebilir. 13-15 metre uzunluğundaki çekilir tip 9 yada 11’li bir pulluğun nadas esnasında tarlanın her iki başında yaklaşık 50 metre yastık başı bırakacağı unutulmamalıdır. Ayrıca çok uzun bir pulluk tesviye yapılmamış bir tarlada düzgün iş yapmayacaktır. Bunun yerine daha düşük beygir gücüne sahip 1 ya da iki traktör daha düzgün nadas yapılabilir, daha iyi iş çıkartabilir. Düşük faizle borçlanarak büyümek hepimiz için çok avantajlı ancak tarımsal işletmelerimizin üretim sırasında karşılaşacağı riskler çok fazla dolayısıyla aldığımız borçları ödemede ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz. Her ne kadar devletimiz bu konuda her zaman Türk çiftçisinin yanında da olsa artan borç yükü işletmelerimizin sermaye yapısını ciddi bir şekilde zayıflatıyor. Dolayısıyla bu noktada yapılması gereken işletmelerimizin mali yapısını, karşılaşabileceğimiz sıkıntı ve zorlukları göz önüne alarak yatırımlarımızı buna göre planlamaktır.
Mekanizasyon ve teknolojiye önem verdiğinizi görüyoruz. Uydu yatırımınız, verimliliğiniz ne kadar artırdı ve ne kadar zamanda kendini amorti etti?
Geçmiş yıllarda çok basit bir şekilde ışık ve yönlendirme ile traktör çizgileri tutan bir uydu sistemi kullanıyorduk. Starfire 6000 uydu sistemine geçince işin boyutu değişti. Şu anda çok daha profesyonel bir sisteme sahibiz. 3 uydudan konum belirlemesi yapıyor. Hassas iş yapma imkanı sağlıyor ve çalıştığı tarlayı hafızaya aldığı zaman bir sonraki işlemde otomatik olarak çizgiye girerek, traktör kendi kendine yürüyebiliyor. İnsan hatasını minimuma indiriyor. Bu sistem ile arkadaki ekipmanın yaptığı hatayı çok daha rahat kontrol edebiliyorsunuz. Bizim boyutumuzdaki işletmeleri için bu tarz yatırımların amortismanları tabi ki çok daha kısa sürede oluyor. Artık Türk çiftçisi daha fazla uyduya yöneliyor ve herkes bu kolaylığı kullanmak istiyor. Uydu sistemi tüm çiftçiler açısından büyük bir gelişme.
Bugün ortalama bir işletmeye sahip olsaydınız ne yapardınız?
Türk tarımı ve çiftçisi olarak çok fazla ilerleyemiyoruz. Ortalama işletme büyüklüğümüz 60 dekar. Bu oran dünya standartları ile pek fazla örtüşmüyor. Bizim ileriye gitmemiz için çok çalışmamıza gerek yok. Çok çalışsak da bu şartlarda ileriye gitmemiz mümkün değil. Bizler daha mantıklı üretim seçimleri ile çalışmalıyız. 60 dekar tarlam olsaydı kesinlikle ciddi anlamda para kazanabileceğim, emeğimle çalışıp üretebileceğim ürünlere odaklanırdım. Örneğin; havuç, soğan, patates, lahana, çilek ve badem üretirdim. Risk var mı? Elbette var ama eğer bunları üretmeyi başarabilirseniz para kazanabilirsiniz. Türk çiftçisi 60 dönümlük arazide arpa ve buğday üreterek, makinelerin ve diğer masrafların maliyetlerini mümkün değil karşılayamaz. Biz patates ve soğan üretmiyoruz. Çünkü bu tarz ürünler daha çok işçilik istiyoruz. Bizim o işi yapabilecek kapasitemiz yok. Biz daha çok makine ve ekipmanla yapabileceğim endüstriyel ürünlere odaklanıyoruz. Çürüyecek ve depolamada sorun oluşturabilecek ürünlerden uzak durmaya çalışıyorum.
Verimlilik ve yaptınız işten para kazanmanız için maliyetlerinizi iyi yönetmek şart. Bu kapsamda işletmenizde maliyet yönetimini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Maliyetler kalemleriniz nelerdir?
İşletmemizdeki en yüksek maliyet kalemini yüzde 30 ile gübre oluşturuyor. Gübreden sonraki en yüksek maliyetimiz yüzde 20 ile işçilik. Üçüncü yüksek maliyetimiz ise15’lik oranla tohum. Her yıl 120 ile 140 ton arası arpa ve buğday tohumu kullanıyoruz. Dördüncü maliyet kalemimiz yüzde 10 ile yakıt. Tabi mekanizasyon da yıllık yüzde 10 oranında bir bütçe ayırmamız gerekiyor. Yüzde 10’da amortisman giderleri diyebiliriz. Maliyet kalemleri için verdiğim tüm bu oranlar fiyatlar, iklim şartları ve arazi koşullarına göre farklılık gösterebiliyor. Eğer yağmurlar çok fazla olursa sulama ve elektrik masraflarınız düşüyor. Mekanizasyon giderlerinde de dönemsel olarak farklılık yaşanıyor. Örneğin; bu dönemlerde traktörleri yenilememiz kolay olmuyor. Şu anda çok ciddi bir fiyat artışı var. 2012 yılında 110 beygirlik bir traktör 160 ton buğday ile satın alınıyordu şu anda aynı traktör 240 ton buğday ile alınıyor.
Sizinle aynı ürünü üreten çiftçiler, işlerinden daha fazla verim elde edebilmesi için neler yapmalı?
Öncelikle iyi bir maliyet hesabı yapmak gerek. Bir yılda harcadığımız parayı hesaplamamız gerek. Geçen yıl bir hata yaptım ve bir yıl boyunca harcayacağım parayı yüzde 20 artırdım. Temmuz’un başında param bitti. Bu paranın normalde harman sonuna kadar yetmesi lazımdı. Para Temmuz’da bitti. Buradan şu sonucu çıkarmak gerek. Tarımsal alandaki enflasyon yüzde 20’den fazlaydı. Fiyat artışlarını ve diğer farklı artışları ön göremediğiniz zaman bir sonraki sezonda büyük darbe yiyorsunuz. Bizler de hata yapabiliyoruz. Hava şartlarından etkilenebiliyoruz. Sonucunda verimliliğimiz düşebiliyor. Tüm bu kriterleri hesaplamamız gerekiyor. Çiftçinin aynı zamanda iyi bir matematikçi olması lazım. İkinci olarak çiftçilerimizin kesinlikle krediden uzak durması gerekiyor. Düşük faizli krediler, çiftçiler için iyi bir fırsat oluyor ama işler kötüye gittiğinde kredileri ödeyemediğiniz zaman erteleyebiliyorsunuz ama eğer krediyi ödeyecek gücünüz yoksa ertelemekle bu iş bitmiyor. Bu borçlar ödenmiyor. Bunun hesabını iyi yapmak gerek.