Profi Traktör Türkiye olarak önyargıları yıkarak, birçok sektörde kendilerini kanıtlayan kadınların, tarım makineleri sektöründe de başarıyla var olabileceğini göstermek üzere “Traktör Sektöründe Kadın Eli” köşemizi başlattık. Traktör Sektöründe Kadın Eli köşemizin bu ayki konuğu TürkTraktör İş Geliştirme ve Dijital Pazarlama Müdürü Yeşim Aydoğan oldu. Türkiye’nin tarım mekanizasyonundaki öncü firması TürkTraktör’de yeni hedefler ve büyük bir heyecan ile faaliyetlerini sürdüren Yeşim Aydoğan, tarım makineleri sektörünü ve sektörde kadın olmanın avantajları ile dezavantajlarını sizler için anlattı.
Bu sektöre girmek aklınızda var mıydı? Sektöre giriş hikayeniz nasıl oldu?
Tarım sektörü her zaman ilgimi çekiyordu. Sanıyorum bunun temelinde inandığım değerler yatıyor. Üreticiye hizmet ediyor olmak bana ayrı bir güç ve motivasyon veriyor. Benzer duyguları farklı bir sektörde çalışarak hissedebilir miydim bilemiyorum. Ancak şu an biliyorum ki, sahip olduğumuz vizyonumuz sadece TürkTraktör’e değil, önce üreticiye sonra da tüm topluma daha yaşanılabilir bir hayat sunmak üzere hizmet ediyor. Farklı bir sektöre giriş hikayem yok ama kalış hikayemde; heyecanı yüksek, ne için emek verdiğini bilen, insani ve toplumsal değerleri ön planda tutmaya çalışan bir kadın çalışanı yaşatıyorum.
İşinizle ilgili detay verebilir misiniz? Firmada hangi alanlarda faaliyette bulunuyorsunuz?
TürkTraktör’ün çok köklü ve başarılı bir geçmişi var, yıllardır da başarısını aralıksız sürdürüyor. Bunun yanında günümüz dünyası değişiyor. Teknoloji ve dijitalleşme alanında yaşanan gelişmeler bizleri de farklı düşünmeye ve yeni çözümler bulmaya itiyor. Ayrıca artan nüfus, daralan tarım alanları ve kaynakların azalması gibi gelişmeler de bizlere aşılması gereken yeni zorluklar yaratıyor. Bu sebeple iş geliştirme birimi olarak, çiftçilerimizin değer zincirlerinde yer alan tüm faaliyetlerinde, en yeni teknolojik çözümler ve dijital uygulamalar ile alacakları faydayı maksimize etmeye, operasyonel maliyetleri ve riskleri minimize etmeye yönelik iş modelleri veya iş birlikleri araştırıyor, geliştiriyoruz. Yazılımsal çözümlerden IoT – sensör, değişken oranlı akıllı sistemlere; tarımsal dronelardan uydu hizmetlerine, alternatif enerji üretimlerinden otonom çözümlere kadar birçok alanda araştırmalar ve çalışmalar yapıyoruz.
Görevinize başlamadan önce traktörlerle ilgili bir eğitim aldınız mı? Aldıysanız bu eğitim size nasıl etki etti?
TürkTraktör’e başladığım günden itibaren traktör eğitiminin tam merkezindeyim diyebilirim. Kariyerimin ilk yıllarında, ürün yönetimi ve ürün geliştirme süreçlerinde yer almak, derin bir teknik eğitim şansı verdi bana. Bu esnada çok değerli ve tecrübesi yüksek liderlerden, aynı zamanda ortağımız olan CNHi’ın da tecrübe ve bilgilerinden yararlanma fırsatı yakaladım. Sonrasında ticari birimdeki kariyer tercihim sebebiyle de sahada teknik bilgilerimi pekiştiren uygulama eğitimleri aldım. Her şeyden öte, sahada traktörü birebir kullanan çiftçilerimizden aldığım içgörü ve deneyimler çok değerli kazanımlar oldu benim için.
Firma faaliyetlerine sizinle birlikte toplam kaç kadın ekip arkadaşınız katkı sağlıyor?
Ekibimde benimle birlikte 3 kadın çalışan bulunuyor. Şaşıracağınız bir şey eklemek isterim, aramızda 1 erkek çalışan arkadaşımız var. Yıllardır, kadın sayısının az olduğu takımlarda görev almış bir kişi olarak, bu yeni yolculuğumun benim için ayrı bir keyif olduğunu paylaşmak istiyorum. Bunun yanında, özellikle yeni mezun arkadaşlarda da dikkatimi çeken, dijitalleşme ile yeni teknolojiler konusuna kadın mezunların çok daha ilgili ve istekli olduğu.
Çalıştığınız firmanın kadın istihdamına olan bakış açısını değerlendirebilir misiniz?
Koç Holding ve TürkTraktör bu konuya çok hassas yaklaşıyor. Koç Holding, önümüzdeki 5 yıl boyunca teknoloji ve inovasyonda kadın ve kız çocuklarına yönelik fırsat eşitliğinin sağlanması için çalışacağını taahhüt etti. TürkTraktör de bu taahhütler kapsamında ilk adımlarını 2016’da attığı Filizlerin Mucizeleri projesinde yeni sayfalar açmaya devam ediyor. TürkTraktör, Filizlerin Mucizesi Teknoloji ve İnovasyon projesiyle, önümüzdeki yıllarda teknoloji ve inovasyon alanında oluşacak ihtiyaçta kadınların yetişmiş uzman kaynağında eşit oranda yer almasını destekliyor. Proje kapsamındaki iş birlikleri ve eğitimlerle, 5 yıl içerisinde, staj ve istihdam fırsatları ile gelişim programları (vizyon ve uzmanlık eğitimleri, koçluk-mentorluk desteği, Ideathon-Hackathon deneyimi) aracılığıyla 30 bin kişiye dokunarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması hedefleniyor.
Erkek egemen bir sektörde kadın olmanın farklılığını yaşıyor musunuz? Sorunlara ve süreçlere farklı bir bakış açısıyla müdahale ettiğiniz durumlar oluyor mu?
Tabi ki, bazen iyi bazen zorlayıcı yanları ile farklılık yaşıyorum. Bu durumda daha sakin ve bunun yanında daha iş ve çözüm odaklı hareket etmenin mümkün olduğunu görüyorum. İş hayatında iletişim çok önemli; karşıdakini dinlemek, doğru anlamak ve kendi görüşlerini karşı tarafa doğru aktarabilmek ciddi bir etkiye sahip. Kadın çalışanlar açısından, temel avantajı bu noktada görüyorum. Kurulan iletişim daha sağlıklı ve net oluyor. Ayrıca, genelde kadınların çatışma yönetiminde zayıf olduğu ve fikirlerini karşı tarafa kabul ettirme konusunda başarısız olduğu düşünülüyor. Oysaki artık bu beklentiler de değişiyor. Çatışma yönetiminin yerini daha iş birlikçi yaklaşımlar alıyor. Bu anlamda kadınların da bakış açılarından kaynaklı daha avantajlı olacağına inanıyorum.
Bir kadın olarak erkek egemen bir sektörde yer alırken zorlandığınız noktalar oldu mu?
Benim zorlandığım konulardan bir tanesi, kadın olarak bazen teknik konulardaki bilginiz veya yaklaşımınız ilk esnada kabul görmeyebiliyor. Teknik konularda kadınların bilgi sahibi olması çok zor bir ihtimalmiş gibi değerlendiriliyor. Benim için bu, traktör ile alakalı konulardı. Sanıyorum şirket dışından olan paydaşlarımız veya müşterilerimiz için bir kadının şanzımandan, motor torkundan veya diğer teknik detaylardan bahsediyor olması garip geliyor. Bir erkeğin bunu kanıtlamaya ihtiyacı yokken sizin bu konuda yeterli olduğunuzu kanıtlamanız gerekiyor. Ancak bu zorluğu da kısa sürede aşarak, güven kazandığımı söyleyebilirim. Bu anlamda, toplumsal önyargıların kırılmasında benim de payımın olması çok mutluluk verici.
Sektörde kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığını düşünüyor musunuz?
Pozitif ayrımcılıktan ziyade daha önce sunulmayan haklar, kadınlara yeni yeni sunuluyor ve ancak şimdilerde eşitlik kabuğu kırılıyor.
Kadın gözünden traktör sektörünü ve bu alandaki mekanizasyonu değerlendirir misiniz?
Tarım sektörü bizim geleceğimiz. Daha anaç bir yaklaşımla, çocuklarımızın daha güzel günlerde yaşayabilmesi için özen ve hassasiyetle yaklaşılması gereken bir alan. Bu sebeple, artan nüfus ve yetersiz besin arzını düşündüğümde, güzel bir gelecek için, tarımda mekanizasyon ile birlikte dijitalleşmenin de çok gerekli olduğuna inanıyorum. Türkiye için mekanizasyon halen gelişmekte olduğumuz bir alan olmakla birlikte artık yeni teknolojik çözümlerle mekanizasyonun desteklenmesi de şart.
Traktör sektöründe çalışan bir kadın olarak, sektördeki kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Zaman zaman konulara daha duygusal açıdan yaklaşıyor olsak da zorluklar karşısında kadınları daha güçlü, rasyonel ve kararlı buluyorum. Yalnızca, kimi zaman hayatlarındaki önceliklerden ötürü beklentileri ile hedeflerinden taviz verebiliyorlar. Ancak ben kadınlarımızın her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, güçlü adımlarla hedeflerine ilerlemekten çekinmeyeceklerine eminim. Ancak her şeyin öncesinde, kendilerine ve isteklerine değer vermekten vazgeçmemeleri gerekiyor.
Son yıllarda çalışma hayatında kadınların varlığı daha fazla hissedilse de traktör sektöründe benzer bir durum göremiyoruz. Siz traktör sektöründe kadın çalışanların sayısının az olmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Bu sayının yükselmesi için sizce neler yapılmalı?
Çalışma koşulları ve kabul görmüş standart yönetim şekilleri kadınlar için zorlayıcı olabiliyor. Ancak zamanla bu yaklaşımın kırıldığını görüyorum. Pandemi süreci ile başlayan, Koç Holding ve TürkTraktör’de benimsenerek devam eden yeni çalışma modelleri ve çalışma ortamı bizler için büyük avantajlar sağlıyor. Ayrıca uzun yıllardır iş dünyasında hâkim olan hiyerarşik ve otoriter yaklaşımlar da artık yerini daha çevik, katılımcı, yaratıcı ve otonom yaklaşımlara bırakıyor. Şahsi görüşüm bu yeni yönetim yaklaşımlarının kadın doğası ve bakış açıları ile daha çok örtüştüğü yönünde. Ayrıca kuralları yeniden oluşturulmakta olan bu yeni dünyada tam da şirketlerin ihtiyacı olan yaratıcılık, inovasyon ve kolektif yaklaşımlar da destekleniyor. Tüm bunların yanında; şirkete yön veren liderlerin, kadın çalışanların kariyer gelişimini destekleyici politikalar izlemesi de kritik olacaktır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Tarlalarda veya bahçelerde emek veren kadın çiftçilerimizin üretici olarak büyük bir rolü var. Umuyorum ve inanıyorum ki, tarım sektöründe yer alan tüm şirketlerde de kadın çalışan sayısı hızlı bir şekilde artacak. Kadınlar sektörde sınırları zorlayacak, liderlik rollerinde daha çok söz hakkına sahip olacak ve vizyonlarını iş hayatına yansıtacaklar.