Bulunduğu coğrafya, tarım arazileri ve havzalarıyla çeşitli tarım ürünleri yetiştirilen Türkiye’de, gıdanın artan nüfus oranını karşılama oranının yükselmesi ve tarımda sürdürülebilirlik doğrultusunda, teknolojik gelişmeler yakından takip ediliyor. Türkiye tarım ürünleri pazarında yer alan traktör ve tarım ekipmanları üreticileri de yeni ürünlerini Tarım 4.0’a göre dizayn ederek, çiftçilerin verimli tarım faaliyetinde bulunmasına katkı sağlıyor.
Geleneksel tarımın, artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamada yetersiz oluşu, tarımsal üretim kaynaklı çevre kirliliğinin artması, tarımsal sürdürülebilirliği sağlama zorunluluğu ve gıda güvenilirliği nedenlerinden dolayı, tarımsal üretimde yeni yaklaşımlar kullanılmaya başlandı. Verimliliği en üst düzeye çıkarmak için tarımdaki büyük verilerin toplanarak analiz edilmesi büyük bir ihtiyaç haline geldi. Endüstriyel alanlardan sonra, tarım alanında da büyük bir değişim yaşandı ve Tarım 4.0 ortaya çıktı. Böylece ihtiyaç duyulan gübreler ve bitki sağlığı ürünlerinin fazla kullanımını azalırken, aynı zamanda daha fazla makine hassasiyeti sayesinde mekanizasyon yükleri azaltılıyor. Bu teknolojiler, çiftlik gelirinin düşüş eğilimi gösterdiği ve yüksek oranda bağımlı olduğu bir zamanda çiftlikleri daha ekonomik hale getirerek maliyetlerin azalmasına yardımcı oluyor.
Tarım endüstrisinin değişimi
Tarım 1.0 olarak tanımlanan ilk devrimin yaşandığı zaman aralığında verimliliğin az, emeğin ise baskın olduğu üretim şekli hakimdi. 1950’lerin sonuna doğru, gübreler ve daha büyük etkiler sağlayan tarım makineleri, üretim maliyetlerini daha düşük düzeylere getirdi ve “Yeşil Devrim” denilen Tarım 2.0 ortaya çıktı. GPS sinyallerinin herkesin kullanımına açılmasıyla birlikte 1990’lı yıllarda Tarım 3.0 ortaya çıktı ve bu süreç, “Hassas Tarım” kavramı olarak isimlendirildi. GPS teknolojisi ile birlikte, manuel yönlendirme uygulamaları, hasat makinelerine uygulanan VRA (Variable Rate Application) sistemleriyle gübreleme sürecinin izlenmesi, takibin sağlanması için belirgin teknoloji sistemleri kullanılmaya başlandı. 2011 yılı sonrasında ilk defa Almanya’da Endüstri 4.0 olarak isimlendirilen bilişim teknolojileri ile sanayinin birlikte çalışacağı, üretimin entegre bilgisayar sistemleri aracılığıyla maksimum verimde çalışabileceği yeni bir döneme girildi. Endüstri 4.0 ile sanayide yaşanan devrimin benzeri, tarım sektöründe de yaşanmaya başladı.
Akıllı tarımın temelini IoT oluşturuyor
Tarım 4.0 uygulamaları IoT ( Internet of Things) adı verilen, nesnelerin interneti olarak tanımlanan sistem, akıllı tarımın temelini oluşturuyor. Mekanik ve dijital makineler, hayvanlar, nesneler, tanımlayıcı sistemler (UID) ile ağ üzerinden birbirine veri aktarıyor. Bulut teknoloji ile depolanan verilerin ulaşımı için uydu, internet, bluetooth gibi bağlantılardan faydalanılıyor. Yapay zeka özellikli teknolojiler ise gelen verileri işleyerek gereksinimi, yapılacak işlemi tespit ediyor ve çiftçiye bildiriyor.
Tarım 4.0 ile veriye erişim kolaylaştı
Teknolojik gelişmeler, tarım sektöründe de önemli bir yerde bulunuyor. Bu süreç tarımın gelişmesine ve değişmesine neden oluyor. Dijitalleşme ile desteklenen yeni nesil tarım, Tarım 4.0 adıyla sahnede yerini aldı. Teknolojinin kullanımı, araçların farklılaşması, çiftçilerin satın alma süreçlerinin yenilenmesi, köklü değişiklikleri beraberinde getirdi. Dijitalleşen tarım uygulamaları, uzaktan yönetilebilen araçlar, oluşturulan bilgi sistemi, yapay zeka destekli tarım makineleri, Tarım 4.0 adıyla değerlendiriliyor. İnternet ve kablosuz bağlantı teknolojisi, tüm yeniliklerin temelini oluşturuyor. Makine ve ekipmanlardaki yeni nesil sensörler veri topluyor. Böylece çiftçiler ve bu alanda araştırma yapanlar kolay bir şekilde verilere erişebiliyor.
Çiftçiler, akıllı tarım yöntemleriyle toprak ihtiyacını önceden tespit edebiliyor
Sensörler ve yeni nesil veri bağlantıları çiftçiyi, doğanın bir adım önüne geçiriyor. Verimin artması, daha kaliteli ürün alınması için önleyici önlemler hızlı bir şekilde alınabiliyor. Çiftçi, akıllı tarım sayesinde toprağın ihtiyaçlarını, ekinin gereksinimlerini daha doğru görüyor ve gerekli adımları güvenli bir şekilde atabiliyor. Toplanan veriler ışığında, gübre ve yakıt kullanımında ciddi oranda tasarruf sağlanabiliyor. Böylece gelirde artış sağlanıyor. Yakıt ve kimyasal kullanımının azalması, su kaynaklarının kirlenmesini önlediğinden küresel ısınma ve emisyon değerlerinde önemli avantajlar elde ediliyor. Tüketici ise çok daha kaliteli ve güvenilir ürüne kolaylıkla ulaşabiliyor. Ürünlerin üstüne yerleştirilen kare kod veya barkodlar yardımıyla, ekinlerin tüm üretim şartlarına, toprak ve ilaç bilgisine internet üzerinden erişebiliyor. Tarımda üretim sürecinin daha fazla gelişmesi ve daha iyi yere gelmesi için tarımda kullanılan makine ve ekipmanların teknolojik gelişmelerle iyi bir konumda olacağı ön görülüyor.
Akıllı tarım ile sürdürülebilirlik mümkün!
Dünyada akıllı tarım geliştirmelerinin temeli sürdürülebilirliğe dayanıyor. Bu kapsamda üretimde verim ve kapasite artarken, doğayı en az etkileyecek çalışmalar gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca tarım makine ve ekipmanlarında kullanılan yeni teknolojiye sahip motorlar da yakıt tüketimin azalmasında etkili oluyor. Bunun yanında traktörlerde yer alan sensörler, sahaya yerleştirilen parçalar ve uydu görüntüleriyle kapsamlı veri toplamayı mümkün kılıyor.
Tek bir tuşla bütün sistem kontrol edilebiliyor
Globalleşen dünyada akıllı tarım uygulama örnekleri her geçen gün çoğalıyor. IoT tabanlı cihazlar ile akıllı sulama sistemlerini, hava durumunu, toprağın ihtiyacını, ekin türünü belirleyerek sulama yapılabiliyor. Bu sistem vasıtasıyla çiftçi, tek bir tuşa basarak tüm sistemi aktifleştiriyor veya motoru tek tuşla kapatabilir. Böylece büyük tarım alanlarında her makineyi, cihazı ayrı ayrı açıp kapama devri sona eriyor. Bu kolaylığı sunan akıllı tarım uygulamaları, aynı zamanda toprağın nem sensörünün eşik değerinin kontrol edilmesine de yardımcı oluyor. Böylece nem oranına göre pompa motorunun kapanıp açılması, hem su kaynağının verimli kullanılmasına hem de ekinin ziyan olmamasına yardımcı oluyor. Ayrıca bu sistem yardımıyla çiftçi elektrik kullanımından tasarruf edebiliyor.
Gelişen drone teknolojisi, çiftçinin en pratik yardımcılarından oldu
İnsansız traktörler, evden uydu vasıtasıyla sahanın kontrolü, yeşil enerji kullanımı, otomatik sulama ve analiziyle, ürünün olgunlaşma düzeyinin otomatik belirlenmesi hayal olmaktan çıkıyor. Artık görüntü dışında farklı işlevlere de sahip olan drone’lar çiftçi tarladaki gözü kulağı oluyor. Drone’lar, yabani otları tespit eden ek dalga boylarına sahip ışıklı cihazlar, mahsullerin kalitesini ölçen sensörler günden güne daha çok çiftçinin hayatını kolaylaştırıyor. Drone’lar yabancı otların tespitinin yanında ilaçlama ve tohum ekimi işlemlerini de yerine getirebiliyor. Sıcaklık ve nem algılayan sensörlerin topladığı verilerin depolanan verilerin görüntülenmesi ve raporlanması akıllı cihazlar üzerinden mümkün oluyor. Böylece haftalık nem, sıcaklık, toprak analizi raporları, cep telefonlarından kolaylıkla kontrol edilebiliyor. Çiftçiler, elde ettikleri raporları ziraat odaları, kooperatifler, tarım müdürlükleri, dernekler ve birlikler ile iletişimlerinde somut veri sunmalarına yardımcı oluyor. Akıllı sistemler vasıtasıyla ihtiyacını net şekilde bilen çiftçi, gübre, ilaç alışverişlerini tam kararında yaparak girdi maliyetlerini azaltabiliyor.
5G’nin aktif olarak kullanılmaya başlanmasıyla uzaktan erişim üst düzeye çıkacak
Akıllı tarım uygulama maliyetleri, gerekli altyapı olduğunda çok daha düşük oluyor. Çiftçi yatırım olarak gördüğü bu yükün altına girmeyi ancak teknik altyapı olduğunda göze alabiliyor. Kırsal alanda, Türkiye’de iletişimi altyapısının kısıtlı olması, Avrupa’da bile kablosuz internet erişiminin hala yüzde 50’ye ulaşamaması bu alandaki en büyük sorunların başında geliyor. Buna rağmen dünyanın dört bir yanında akıllı tarıma yatırım yapılmaya devam ediyor. Mobil uygulamalar ve geliştirilen yazılımlarla, çiftliklerde cihaz kullanımı her geçen gün artıyor. İnsan hatasından, doğa şartlarından, öngörülemeyen dış faktörlerden dolayı oluşan verim düşüklüğü, bu cihazlar sayesinde her geçen gün azalıyor. Türkiye’de yakın zamanda 5G teknolojisi kullanılmaya başlanacak. 5G’nin aktif olarak kullanılmaya başlanmasıyla uzaktan kontrollü cihazlara erişim bir üst seviyeye çıkacak. Fakat tüm dünyada olduğu gibi kırsa alanlarda geniş bant internet erişimi önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu olumsuz duruma rağmen 5G teknolojisinin tarımda otomasyon cihazlarına bağlantıyı kolaylaştıracağına kesin gözle bakılıyor. Daha hızlı internet bağlantısı daha hızlı komut sistemini beraberinde getiriyor. 5G ile desteklenen IoT uygulamaları, enerji dağıtımından gıda tedarikindeki zorluklara kadar sürdürülebilirlik konusunda birçok yenilikçi çözüm sunuyor. Örneğin tarım alanında; mahsullerden, makinelerden ve hayvanlardan kesin verileri uzaktan toplayan ve analiz eden çok sayıda birbirine bağlı sensör kullanılması, çok daha az maliyetle, endüstriye fayda sağlayabilecek heyecan verici bir fırsat olarak karşımızda duruyor.