TBMM’ye sunulan “İklim Değişikliği ve Tarım” raporunda, iklim değişikliğinin tarım sektöründe “gelir kayıpları, fiyat dalgalanmaları, işsizlik, sermaye darboğazı, çiftçi sayısında azalma, kırsal nüfusta azalma ve göç, tarıma dayalı sanayide gerileme, ekonomik kalkınmanın yavaşlaması” sonuçlarını doğuracağı kaydedildi.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Dellal tarafından hazırlanarak TBMM İklim Araştırma Komisyonu’na sunulan raporda, stratejik sektör olan tarımın, günümüzde sürdürülebilir (ekonomik-çevresel ve sosyal anlamda) ve rekabetçi olması gerektiği vurgulandı, tarım için en büyük riskin iklim değişikliği olduğu belirtildi. Azalan yağış, kuraklık, sel, dolu gibi afetlerin doğrudan tarımı vurduğu ifade edilen raporda, “İklim değişikliği sadece kuraklık değil; farklı bölgelerde farklı etkiler yapabiliyor. Mesela Güneydoğu şu anda en şiddetli kurak bölgemiz. Birden bir yağış gelebilir ve sel afetiyle karşılaşabiliriz. Farklı bölgelerde farklı değişiklikler iklim değişikliğinin ana karakteri” denildi.
Tarımda dönüşüm
İklim değişikliği ile birlikte tarım ürünlerinde verim, miktar ve kalitenin düşeceği tespiti yapılan raporda, yapılması gerekenler de sıralandı. Tarım arazilerinin tarım dışına çıkması ve küçülmesinin engellenmesi gerektiği belirtilirken, su kaynaklarının diğer sektörler tarafından kullanılması nedeniyle çayır, mera arazilerinin kaybolmasının önüne geçilebileceği ifade edildi. Tarıma ilişkin dağınık olan bilimsel verilerin tek çatı altında toplanması ve paylaşılması gerektiğine dikkat çekildi. Genç çiftçilerin tarım üretim zincirine kazandırılması gerektiğine vurgu yapılarak, çevreye dost tarım uygulamalarına yönelinmesi gerektiği ifade edildi. Raporda tüm kurumların içinde olduğu “bütünleşik yönetim”in sergilenmesi gerektiği belirtildi.
Dijital çiftçi
Raporda, tarımda da dijitalleşmenin çok önem kazandığı belirtilirken, “dijital tarım, dijital çiftçi” çıkış yolu olarak gösterildi. Raporda, “Tarım Bakanlığı ile birlikte ‘E-Tarım’ adlı proje kapsamında Türkiye’de tarım sektöründe elektronik tarım ya da dijital tarım strateji belgesi hazırlanıyor” ifadeleri kullanıldı.
Pandemi sürecinin çiftçilerin dijital kullanıma çok yatkın olduğunu gösterdiği değerlendirmesi yapılırken, çiftçilerin tarım politikalarını akıllı telefonlarından takip edip öğrenmek istediği bilgisi verildi. Eğitim ve dijital kullanım seviyesi düşük olarak tahmin edilen çiftçilerin gerçekte bu alanda becerikli olduğu vurgulanan raporda, pandemi döneminde bunun kanıtlandığını belirtildi. Raporda “Tarımda da dijitalleşmenin mutlaka yapılması gerekiyor. Bizim kendi geliştirdiğimiz dijital araçlarla, hangisini tarım sektöründe üretip dünyaya satabiliriz, çiftçilerimizle kullanabiliriz; onları bilmemiz lazım ki bunun da tüketicisi olmayalım, bunun da ithalatını yapmayalım. Çağı bu şekilde yakalamalıyız” denildi.