Türk Tohum Sektörünün geleceğinin masaya yatırıldığı “Yeni Yüzyılda Türkiye Tarım ve Tohumculuk Zirvesi” İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) ev sahipliğinde düzenlendi. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, geçen yıl tarımsal üretim açısından rekor kırıldığını belirterek, “128 milyon ton üzerinde bir üretim gerçekleşti. Bu Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirdiğimiz en yüksek rakam” dedi.
Türkiye Tohumcular Birliği ve Güvenilir Ürün Platformu tarafından düzenlenen zirvede konuşan Nihat Pakdil, tarım sektörünün toplum tarafından bilinirliğini artırmak için gayret içinde olduklarını söyledi. Tohumun her canlının başlangıcı olduğunu aktaran Pakdil, “Tohum hayatın ilk adımıdır ve var olabilmenin anahtarıdır. Endüstriyel olarak gerek bitki sağlığı gerek gıda güvenliği açısından daha önemli hale geldi. Dünyada nüfus arttıkça sanayi ve hizmet sektörü genişliyor. Kırsalda yaşayan insanlar şehre göç ediyor. Bizim üretim alanlarımız üzerinde bir baskı oluşturuyor. ‘Daha verimli nasıl üretim yapabiliriz?’ sorusu gündeme geliyor. Tohum tek başına ciddi bir faktör. Geçen yüzyıldan itibaren bu alandaki ilerlemeler bu alanı adeta bir endüstri haline getirdi” diye konuştu.
“Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirdiğimiz en yüksek rakam”
Pakdil, tohum sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 100’ün üzerine çıktığını vurgulayarak, “Geçen sene tarımsal üretim açısından rekor kırdık. 128 milyon ton üzerinde bir üretim gerçekleşti. Bu Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirdiğimiz en yüksek rakam. Bu yılın ilk çeyreğinde TÜİK rakamlarına göre geçtiğimiz senenin rakamlarının geçileceği öngörülüyor” değerlendirmelerinde bulundu.
4 yılın sonunda buğday ve arpa tohumları çimlendirildi
İSTİB Başkanı Ali Kopuz da borsa bünyesinde 32 türe ait yerel çeşit için 2010’da başlayan ve devam eden tohum geliştirme çalışmalarına değinerek, “2012’de, TAGEM desteği ve Yeditepe Üniversitesi iş birliği ile 50 Yıldan Daha Eski Olduğu Tahmin Edilen Tohumların Çimlenebilme Kabiliyetlerinin Araştırılması Projesi başlatıldı. Biz 2013’te yönetime geldiğimizde, tarihi bir miras olarak gördüğümüz yerel tohumlarımızla ilgili bu değerli projeyi devam ettirdik. 4 yıllık projenin sonunda buğday ve arpa tohumları çimlendirildi. Bu tohumların genetik farklılıklarının belirlenmesi için Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ile 2018’de ikinci aşama çalışmalara başladık. Neticede, buğday ve arpa tohumlarının kalite özellikleri bakımından iyi bir potansiyele sahip olduğu görüldü. Bu nedenle, Yeditepe Üniversitesi tarafından tohumların DNA barkodlamaları yapıldı. Tohumlarımızın genetik çeşitlilik açısından mevcut verilerden farklı olduğu görüldü” açıklamalarını yaptı.
Arpa tohumları, verimlilik yönünden üstün özelliklere sahip
Namık Kemal Üniversitesi tarafından 2018’de başlayan saflaştırma çalışmalarının 2022’de tamamlandığını bildiren Kopuz, çalışma sonucunda, arpa tohumlarında verim yönünden üstün özelliklerin tespit edildiğini dile getirdi. Kopuz, “Şimdi gelinen noktada, TAGEM Konya Bahri Dağdaş Enstitüsüne verdiğimiz kuraklığa karşı dayanıklı tohumların tescil ön deneme çalışmaları yapılıyor. Bu sayede, bugün çok önemli bir sınama olarak karşımızda duran kuraklığa karşı dayanıklı tohumların korunması ve geliştirilmesine katkı sağlamayı umuyoruz. Ayrıca, elimizdeki çimlendirilemeyen tohumlarda da çalışmalara devam ediyoruz” dedi.
“İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 173”
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan da tohumculuk endüstrisi olarak tam anlamıyla yerli ve milli bir sektör olmak için yoğun çaba gösterdiklerini ifade etti. Üretimi esas alan bir ekonomik sektörün başarısının ana unsurunun üretim verileri olduğunu dile getiren Akcan, “2022 yıl sonu itibariyle 137 milyon adet meyve fidanı, 2 milyon adet asma fidanı, 6 milyar adet sebze fidesi, 91 milyon adet çilek fidesi ve 2 milyar adet süs bitkisi ürettik. Sertifikalı tohum üretiminde son 10 yılda yüzde 100, fidan üretiminde son 10 yılda yüzde 300, fide üretiminde son 10 yılda yüzde 95, süs bitkileri üretiminde son 10 yılda yüzde 75 artıştan söz ediyoruz. 10 yıl önce 120 milyon dolar olan ihracatı, 232 milyon dolara yükseltmişiz. Yine 10 yıl önce 67 milyon dolar olan dış ticaret açığını kapatmış üstüne neredeyse bir o kadar daha koyup 2022 yılında 63 milyon dolar dış ticaret fazlası vermişiz. Sektörün tamamını derleyecek olursak 386 milyon dolar ihracat, 223 milyon dolar ithalatımız var. 2018’de ilk kez ihracatımız ithalatı geçmişti. 2022’de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 173 oldu” sözlerini kaydetti.
AR-GE faaliyetlerinin desteği
Tohumculuk sektörünün en önemli ihtiyacının, araştırma geliştirme çalışmalarının yeteri kadar ve sürekli yapılabilmesi, üretilen bilgi ve teknolojinin sektör tarafından kullanılabilmesi olduğunu anlatan Akcan, bu kapsamda en önemli konunun ise bitki ıslahı çalışmaları, tohum bilimi ve tohum teknolojileri alanında yapılan araştırmalar ile çeşit geliştirme çalışmaları olduğunu belirtti. Akcan, “Bu anlamda ihtiyaç ise yüksek verimli, kaliteli, stres şartlarına, hastalık ve zararlılara dayanıklı, tüketim tercihlerine uygun çeşitlerdir. Ancak bu çalışma, önemli olduğu kadar da zor, büyük yatırım gerektiren ve uzun zaman alan bir faaliyet. Bu nedenle öncelikle çeşit geliştirme çalışmaları olmak üzere tohum bilimi ve tohum teknolojileri alanındaki AR-GE faaliyetleri desteklenmelidir” ifadelerine yer verdi.